3 Aralık 2007 Pazartesi

dikkat edilecek imla ve noktalama özellikleri

AKILDA TUTULMASI GEREKEN İMLA VE NOKTALAMA KURALLARINDAN BAZILARI
o Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri, unvanlar ve meslek adları, tarihî kişilerin adlarından önce gelen unvan ve lâkaplar büyük harfle başlar: Ankaralı Âşık Ömer, Mustafa Efendi, Zeynep Hanım
o Akrabalık adları bildiren kelimeler büyük harfle başlamaz. Ancak akrabalık kelimeleri başta gelirse büyük harfle başlar: Fahriye abla, Ayşe teyze, Numan amca... Nene Hatun, Dayı Kemal…
o Semt, mahalle, cadde, bulvar, sokak, pasaj, çarşı, park isimleri (bunlarda geçen tüm kelimeler) büyük harfle başlar: Atatürk Bulvarı, Adnan Menderes Caddesi, Gönül Sokak, Kuyumcular Çarşısı
o Deniz, göl, akarsu, boğaz, geçit, dağ, tepe, ova, yayla isimleri büyük harfle başlar: Manş Denizi, Büyük Okyanus, Van Gölü, İstanbul Boğazı, Ağrı Dağı, Everest Tepesi, Konya Ovası ...
o Millî ve dinî bayramlarla bayram niteliği kazanmış günler büyük harfle başlar: Cumhuriyet Bayramı, Kurban Bayramı, Anneler Günü, Öğretmenler Günü…
o Kurum, kuruluş, makam, üniversite adlarının kısaltmalarında bütün harfler büyüktür. Harfler arasına nokta koymaya gerek yoktur: TRT, TBMM, İTÜ, DSİ, TDK…
o Bu kısaltmalardan sonra gelen çekim ekleri kesme ile ayrılır. Ekler son harfin okunuşuna göre belirlenir; kelimenin uzun şeklinin okunuşuna göre değil: TBMM’nin, DTCF’ne değil DTCF’ye, İTÜ’nden değil İTÜ’den
o Bazı kısaltmalar kelime gibi oluşturulmuştur. Bunlara getirilen ekler de okunuşa göre belirlenir: MEB’e ASELSAN’da, BOTAŞ’a, SEKA’nın, TEDAŞ’ta…
o Özel isim olmayan kelimelerin kısaltması küçük harfle başlar: c. (cilt), s. (sayfa), bkz.(bakınız), vb. (ve benzeri), vs. (ve saire), is. (isim)…
o Bu kısaltmalara ek getirilirken kelimenin uzun şeklinin okunuşu esas alınır; ekler kesmeyle ayrılmaz: vb.leri, vs.den, is.ler, sf.lar,
o Ölçülerin kısaltmalarında nokta kullanılmaz: C, Ca, Fe, m, mm, cm, km, g, kg, l, mg...
o Bu kısaltmalara ek getirilirken kelimenin uzun şeklinin okunuşu esas alınır; ekler nokta kullanılmadığı için kesmeyle ayrılır: cm’yi, g’dan, kg’dan
o Özel isme gelen ek fiil kesme işareti ile ayrılır: Serkan imiş→Serkan’mış, Ali imiş→Ali’ymiş
o “-mi”, kendinden önceki kelimden her zaman ayrı (soru anlamı vermediği zamanlarda bile) yazılır: Sen burada mısın? İzmir mi yoksa İstanbul mu daha güzel? Güzel mi güzel bir evi var.
o “de” cümleden çıkarıldığında anlam değişiyorsa hal ekidir ve bitişik yazılır, anlamda fazla bir bozulma olmuyorsa bağlaçtır ve kendinden önceki kelimeye ayrı yazılır.
o “belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki” bağlaçlarının dışında “-ki” bağlacı her zaman kendinden önceki ve sonraki kelimelerden ayrı yazılır: Bir şey biliyor ki konuşuyor. Sınavı kazanabilir miyim ki...
1. ”etmek, olmak” filleriyle kurulan birleşik fiiller herhangi bir ses olayı yoksa (alay etmek, fark etmek, hasta olmak…)
2. Yol ve ulaşımla ilgili kelimeler (hava yolu, kara yolu, deniz yolu…)
3. “bilim ve bilgi” adlarıyla kurulan kelimeler (dil bilimi, edebiyat bilimi, dil bilgisi…)
4. Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler (sigara böreği, su böreği, portakal suyu, tas kebabı, kaşar peyniri…) her zaman ayrı yazılır. Bunun dışındaki birleşik kelimeler bitişik yazılır
o İkilemeler genellikle ayrı yazılır. Araya hiçbir noktalama işareti de konmaz: Anlata anlata, ev bark, çoluk çocuk, ufak tefek…
o Yansıma seslerden oluşan ikilemeler bitişik yazılır: cırcır (böceği), cızbız, civciv, çıtçıt, dırdır, fırfır, fısfıs, hımhım, hoşbeş, şıpşıp (terlik)...
o Rakamlardan sonra getirilen ekler kesme işareti (‘) ile ayrılır: Saat 10.30’da, 1972’de, 2000’den, 12’nci...
o Üleştirme sayıları harfle gösterilir: ikişer, yedişer, dokuzar, üçer üçer, onar onar, ellişer bin lira, yüz yirmi yedişer milyon...
o Pekiştirme sıfatları ve zarfları bitişik yazılır: dümdüz, sapsarı, kapkara, apaçık, tertemiz, çepeçevre…
o Özel adlar için yay ayraç içinde bir açıklama yapıldığında kesme işareti yay ayraçtan sonra konur: Yunus Emre (1240?-1320)'nin, Yakup Kadri (Karaosmanoğlu)'nin.
o Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Ahmetler, Mehmetler, Türkçenin, Atatürkçülüğün.
o Devlet adlarına gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Türkiye Cumhuriyeti’ni, Osmanlı Devleti’ndeki, Azerbaycan Cumhuriyeti’nden
o Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. adlarına gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Dolmabahçe Sarayı’nın, Çankaya Köşkü’ne, Ankara Kalesi’nden, Çanakkale Şehitleri Anıtı’na.
o Kitap, dergi, gazete ve sanat eseri (tablo, heykel, müzik vb.) adlarına gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Nutuk’ta, Kiralık Konak’ta, Resmî Gazete’de, Onuncu Yıl Marşı’nı, Yunus Emre Oratoryosu’nu, Atatürk Uluslararası Barış Ödülü’nü.
o Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge ve genelge adlarına gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Millî Eğitim Temel Kanunu’na, Medeni Kanun’un
o Kıta, deniz, nehir, göl, dağ, boğaz, geçit, yayla; ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, bulvar, cadde, sokak vb. coğrafyayla ilgili yer adlarına gelen çekim ekleri kesme işaretiyle ayrılır: Asya’nın, Marmara Denizi’nden, Meriç Nehri’ne, Van Gölü’ne, Ağrı Dağı’nın, Çanakkale Boğazı’nın, Ankara’ymış, Sungurlu’ya, Ziya Gökalp Bulvarı’ndan, Yıldız Mahallesi’ne, Taksim Meydanı’ndan, Reşat Nuri Sokağı’na,
o Kişi adlarından sonra gelen saygı sözlerine getirilen ekleri ayırmak için kesme işareti kullanılır: Nihat Bey’e, Ayşe Hanım’dan, Mahmut Efendi’ye, Enver Paşa’ya vb.
o Kurum, kuruluş, kurul ve iş yeri adlarına gelen ekler kesmeyle ayrılmaz: Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türk Dil Kurumundan, Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne, Bakanlar Kurulunun, Danışma Kurulundan, Mavi Köşe Bakkaliyesinden,
o Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için (özne ile yüklen arasına başka öğeler girmişse) özneden sonra virgül (,) kullanılır: Çocuk, soğuk bir kış günü ayrıldığı ve uzun zaman haberini dahi alamadığı köyünü artık unutmuştu.
o Cümle içinde “ve, veya, yahut” bağlaçlarından önce ve sonra virgül kullanılmaz; başka noktalama işaretleri de kullanılmaz.
o Okuyucunun cümleyi zihninde tamamlaması beklenerek bitmemiş veya bitirilmemiş cümlelerin sonuna üç nokta (…)konur: Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı... Onu bir defacık görebilmek için nelere katlanmazdım ki...
o Cevabı zaten içinde olan soru cümlelerinde de soru işareti kullanılır: Haksız mıyım? Liderler içinde Atatürk gibisi var mı?
o İçinde soru kelimeleri veya soru eki bulunan ama anlamca soru cümlesi olmayan cümlelerde soru işareti kullanılmaz: Kaça aldım, şimdi hatırlamıyorum.
o Ünlem işareti, ünlem ifadesinden hemen sonra kullanılabileceği gibi cümlenin sonunda da kullanılabilir: Eyvah, geç kaldım! Eyvah! Geç kaldım!
o Kitap isimleri ve yazı başlıkları yazıda tırnak içinde gösterilir. Bunlardan sonra kesme işareti kullanılmaz; çünkü tırnak işareti aynı zamanda kesme işaretinin görevini de üstlenir: Tanpınar’ın tek denemesi,”Beş Şehir”dir.

Hiç yorum yok: